MURAT KARAYALÇIN
  ACİL TEDAVİ PROGRAMI
 
 
ANKARA İÇİN ACİL TEDAVİ PROGRAMI
ANKARA İÇİN ACİL TEDAVİ PROGRAMI

Her zaman siyasetin projeler ve programlar üzerinden yapılmasını savundum. Her seçimde yurttaşlarımın önüne kapsamlı, tutarlı programlar hazırlayarak çıktım. Bu seçimde de kentimizin tüm sorunlarını eş zamanlı olarak ele alan, çözüm yolları öneren, kentin geleceğini tasarlayan bir �Ankara Programı� ile seçimlere gireceğim.

Ancak bu kez, öncelikle yapılması gereken çalışmalar var. Son on beş yılda Ankara o kadar kötü yönetildi, Ankaralılar o kadar zor durumlarda bırakıldı ki, her şeyden önce bu tahribata son vermek ve onarmak için acil önlemler alınması gerekiyor. Ankara�nın suyu kirletildi, havası kirletildi, trafiği içinden çıkılmaz hale getirildi, Ankara yoksullaştı, Ankaralı işsiz kaldı. Ankara hasta oldu.

Yapmamız gereken ilk çalışma Ankara�yı tedavi etmek ve yeniden yaşanabilir bir kent haline getirmektir. Ankara�ya iddiasını ve itibarını yeniden kazandırmaktır. Bunun için önce bir acil tedavi planı yapılması bir zorunluluk halini almıştır.

Acil Tedavi Planı aşağıdaki konuları içermektedir.

İÇİLEBİLİR MUSLUK SUYU

Acil tedavi planının ilk adımı �temiz su� olacaktır. Kızılırmak suyunu arıtmak için Kesikköprü-Gölbaşı arasında bir arıtma tesisi, Gerede havzasının suyu için de Işıklı Barajı ivedilikle yapılacaktır.


Tüm canlıların en önemli hayat kaynağı olan su, ilgili kurumların raporlarına göre, Ankara�da belediyenin akıl almaz yanlışlıkları sonucu hayati bir tehlike haline getirilmiştir.

Ankara�da Büyükşehir Belediyesi yıllarca herhangi bir yatırım yapmadığından, Ankara�da su konusunda ciddi sorunlar ortaya çıkmıştır. 2007 yılından itibaren Ankara�da sular kesilmeye başlamıştır. Beceriksizlik nedeniyle su boruları patlamış, tam bir keşmekeş yaşanmıştır. Üstelik belediye başkanı 2007 yılının Temmuz ayında Ankaralılara su tüketimi artmasın diye kent dışına gitmelerini bile söyleyebilmiştir.

Ankara�nın yirmi yıllık temiz su ihtiyacını karşılayacak olan Gerede havzasındaki Işıklı Barajı, DSİ�nin ısrarlarına rağmen, belediyenin direnmesi nedeniyle yapılamamıştır. Ankara Belediyesi 250 milyon dolara getirilebilecek Gerede suyu yerine, 1 milyar dolar dolaylarında para harcayarak, Kızılırmak suyunu Ankara�ya getirmiştir. Kızılırmak suyunun tehlikeli kimyasallar içerdiği, insan sağlığına zararlı olduğu resmi kurumlarca belgelendiği halde Ankaralılara içme suyu olarak sunulmuştur.

Büyükşehir Belediyesi Kızılırmak suyunun verildiğini Ankaralılardan günlerce gizlemiştir. Aslında hiçbir konuda açık ve saydam olmayan bir yönetim için bu durum şaşırtıcı değildir. Ama insan sağlığını doğrudan etkileyen bir konuda dahi insanlara açıklama yapılmaması çok vahimdir. Kızılırmak suyunu kullanmanın insan sağlığında yaratacağı en tehlikeli sorunlar uzun yıllar sonra ortaya çıkabilecektir.

Ankaralılar, bilimsel çalışmalardan haberdar olmasalar bile, pis kokusuna, sarı rengine bakarak, bu suyu kullanmayı reddetmişlerdir. Neredeyse bütün şehir halkı damacana suyu içmeye, yemeklerinde damacana suyu kullanmaya başlamıştır. Her aile haftada en az bir iki damacana suyu daha fazla kullanmaktadır. Bunun bir aileye aylık maliyeti en az 30 YTL�dir. Ankaralıların cebinden damacana suyu için yılda en az 300 milyon dolar daha fazla para çıkmaktadır.

Üstelik bu su pahalı olarak satılmaktadır. 1994 Mart ayında 7.200 TL olarak devrettiğimiz, 0-10 metreküp su tüketimi üzerinden, bir metreküp su fiyatı, 206 kat artırılarak, 1.490.000 TL(1,49 YTL)�ye çıkarılmıştır.

Bununla da yetinmeyen bugünkü yönetim, su tüketim kademeleriyle oynayarak suya gizli zam yapmıştır. Daha önce 0-10, 10-30 ve 30 metreküp üzeri olan kademelendirme, 0-10, 10-20 ve 20 üzeri olarak değiştirilmiştir. Böylece 20-30 metreküp arasında su tüketen hemşerilerimiz de suyu pahalı tarifeden almaya başlamışlardır.

21. yüzyılda, üstelik bir dağ köyünde değil ülkenin başkentinde temiz ve ucuz suya ulaşmanın bir sorun olması çok acıdır.

Seçimden sonraki ilk işimiz Ankaralıları sağlıklı suya kavuşturmak olacaktır. Bunun için iki çalışma eş zamanlı olarak başlatılacaktır.

30 Mart 2009 günü Gerede havzasında Işıklı Barajının yapılması için çalışmalar başlatılacaktır.

Işıklı Barajının suyu gelene kadar Ankaralıları Kızılırmak�ın kirli suyundan korumak zorunludur. Kızılırmak suyunun kaynağı olan Kesikköprü ile Gölbaşı arasında uygun bir yerde, Kızılırmak suyunu arıtabilecek nitelikte yeni bir arıtma tesisi yapılacaktır. Bu bölgede yapılacak tesisin arsa ve işletme maliyeti merkezdeki alanlara göre düşük olacaktır. Arıtılan Kızılırmak suyu Ankara�ya getirilirken Bala, Gölbaşı ilçeleri ve çevre beldelerin temiz su ihtiyaçları da karşılanmış olacaktır.

Işıklı barajının tamamlanması, arıtma tesisinin yapılması ve İvedik arıtma tesisinin kapasitesinin artırılması ile Ankaralıların temiz, sağlıklı suya ulaşması sağlanacaktır. Musluklarımızdan temiz su akacak çocuklarımız temiz su içerek büyüyecektir.

Ankaralılara temiz, içilebilir ve kesintisiz su vermek bizim en öncelikli taahhüdümüzdür.

METROYU BİZ YAPTIK, YİNE YAPARIZ

Kızılay-Çayyolu, Batıkent-Eryaman-Sincan, Tandoğan-Keçiören metro hatları ile Dikimevi-Siteler arasında Ankaray hattı yapılacaktır.


850.000 hektar alana yayılmış, 4 milyon nüfusa sahip Ankara�da yıllardır çözülemeyen sorunlardan biri de ulaşımdır. On beş yıllık nafile çabalardan sonra alt üst geçitler yaparak ulaşım sorununun çözülemeyeceği artık iyice ortaya çıkmıştır. Ankara gibi bir kentin ulaşım sorunu metro yapılmadan çözülemez.

1989-1994 döneminde yaptığımız Ankaray ve Metrodan sonra kentimize bir metre dahi metro kazandırılmamıştır. Belirlenen metro hatlarında ne ray ne vagon ne sinyalizasyon vardır. Bunların kredisi de bulunmamıştır. Ama her seçim döneminde biteceği tekrar tekrar müjdelenmiştir. Ankaralı artık bu masala inanmamaktadır. Ankara, Ankaray ve Metro�nun kimin tarafından yapıldığını ve tekrar kimin tarafından yapılacağını çok iyi biliyor.

Metro konusunda esas sorun finansmandır. Kredilerin geri ödemesini yapmayan, borçlarını inkar eden, metro yapma görevini hükümete yıkmaya çalışan bir belediyeye kimsenin kredi vermemesi doğaldır. Bu belediye yönetimi var oldukça kimse kredi vermeyecek ve bir metre bile metro yapılamayacaktır.

Seçimlerde sonra ilk işlerimizden biri, yeni metro hatlarını yapmak olacaktır. Metroyu daha önce biz yaptık, yine yaparız. Gerekirse dünyanın öbür ucundan uygun kredi bulur, getirir, metroyu yaparız.

Ulaşımda raylı sistem taşımacılığı temel tercihimiz olacaktır. 1989-94 döneminde yaptığımız Ankara Metrosu ve Ankaray Projelerinin Ankara Ulaşım Ana Planı çerçevesinde yaygınlaştırılması sağlanacaktır. Bu çerçevede Kızılay-Çayyolu, Batıkent-Eryaman-Sincan ve Tandoğan-Keçiören metro hatları hızla tamamlanacaktır. Ayrıca Dikimevi-Siteler arası Ankaray hattının yapımına başlanacaktır.

YOKSULLARA 600 YTL HEMŞERİLİK GELİRİ

Hemşerilik Geliri uygulamasına başlanacaktır. Yardımlar rastgele ve keyfi yöntemlerle yapılmayacak, gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacaktır.


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) rakamlarına göre Ankara�da 90.000 dolaylarında yoksul aile yaşamaktadır. Her yerde ama özellikle de bir başkentte temel insani ihtiyaçlarını karşılayamayan insanların yaşaması bugünkü yönetimin yanlışlığının ürünüdür.

Şimdiki belediye de yoksullara yardım yapıyor. Ama unutulmamalı ki, bu yardımlar kimsenin cebinden dağıtılmıyor, belediyenin bütçesinden veriliyor. Ankara�da yaşayan her hemşerimiz onurlu bir yaşam sürme hakkına sahiptir. Yoksul hemşerilerimizin ihtiyaçları lütuf anlayışıyla değil, görev anlayışıyla karşılanmalıdır. Ankaralıların temel ihtiyaçlarının karşılanması onlar için bir insan hakkıdır, belediye için de görevdir.

Bu gerçeklerden hareketle, onurlu bir yaşam sürmek için gereken �Hemşerilik Geliri�ni tanımlıyoruz ve ayda 600 YTL�lik bir yaşam düzeyini tüm Ankaralılara taahhüt ediyoruz.

Devletin verilerine göre dört kişilik bir ailenin temel ihtiyaçlarını karşılamak için ayda 600 YTL gelire ihtiyaç vardır. Bizim dönemimizde Belediyemiz ayda 600 YTL�den az gelire sahip tüm ailelerin gelir düzeyini vereceği hizmet ve yardımlarla 600 YTL�ye yükseltecektir. Ankara�nın Hemşerilik Geliri 2008 fiyatlarıyla 600 YTL�dir. Her ailenin geliri 600 YTL�ye tamamlanacaktır.

Hemşerilik Geliri aşağıdaki hizmet ve yardımlarla sağlanacaktır:

Su: Yoksul ailelerin ayda 10 metreküpe kadar su tüketiminden bedel alınmayacak, bu bedel belediye tarafından karşılanacaktır.

Ulaşım: Yoksul ailelerin çocuklarının okula gidiş geliş biletleri belediye tarafından karşılanacaktır.

Isınma: Yoksul ailelere yılda bir ton kömür veya bin metreküp doğalgaz belediye tarafından sağlanacaktır.

Eğitim: yoksul ailelerin çocuklarının kırtasiye, önlük, giysi gibi ihtiyaçları karşılanacaktır.

Gıda: Beslenme uzmanları tarafından bilimsel standartlara uygun olarak hazırlanan sağlıklı gıda paketleri düzenli olarak yoksul ailelere verilecektir.

Nakit: Belirtilen belediye hizmetleri ve yardımların tamamıyla bile 600 YTL gelir düzeyine ulaşamayan ailelere nakdi yardım yapılacaktır.

Söz konusu harcamaların aile bütçelerine katkısı ve belediye bütçesine getireceği yük hesaplanmıştır. Yoksul 90.000 ailenin hiç biri tek kuruş gelire sahip olmasa dahi, toplam yıllık maliyet 650 milyon YTL olacaktır. Ankara Büyükşehir Belediyesinin bağlı şirketlerle birlikte bütçesi 5,5 milyar YTL�ye ulaşmaktadır. Hemşerilik Geliri uygulaması ile bu bütçenin en çok yüzde 12�si kullanılacaktır.

Kaldı ki, Ankara�nın bir yılda yarattığı gelir 50 milyar YTL�nin üzerindedir. Ankara�nın yoksul insanlarına onurlu bir yaşam sağlamak için bu gelirin yüzde 1�i yeterli olacaktır. Bu hedefe ulaşmak bir siyasi irade sorunudur. Biz bu hedefe ulaşarak hemşerilerimizi yoksulluktan kurtarmayı taahhüt ediyoruz. Ankaralılara insan onuruna yakışır bir yaşam sözü veriyoruz. Yoksulluğu Ankara�dan sileceğiz, muhtaç hemşeri bırakmayacağız.

25.000 KİŞİYE İŞ

Belediyemiz iş yaratmak amacıyla özel projeler uygulayacaktır.


Ankara�nın toplumsal sorunlarının başında işsizlik gelmektedir. Belediye kentin tüm sorunlarına sahip çıkmalıdır. İşsizlik sorununa çözüm araması gereken kurumlardan biri de belediyedir. TÜİK verilerinden hareketle, 2008 yılında da işsiz sayısının 150.000 kişiyi aştığı anlaşılmaktadır. Üstelik bunların 50.000�den fazlası da 15-24 yaşları arasındaki genç nüfustur.

Ankara�nın işsizleri, ev kadınları, öğrencileri için tam zamanlı veya kısmi zamanlı iş alanları yaratmak gerekmektedir. Yaratılan iş alanları aynı zamanda kentimizde yaşayan çeşitli hemşerilerimizin yaşadığı sorunlara çözüm getirmelidir.

Bu amaçla Kent İşçiliği projesini uygulamaya sokacağız. Ankara�nın işsiz gençleri, kadınları kısa bir eğitim programı alacaklar. Eğitimlerini tamamladıktan sonra, sigortalı olarak, kısmi veya tam zamanlı işlerde istihdam edilecekler. Bu işler yaşlı bakımı, engelli bakımı, ağaç dikim ve bakımı gibi işler olacak.

Ankara�da yaşı 65�in üzerinde 240.000 kişi yaşamaktadır. Bunların 120.000�i yanında daha genç yaşta birinin olmadığı evlerde kalmaktadır. Bu nüfusun ev içinde ve dışındaki gündelik ihtiyaçlarını karşılamak için 10.000 kişi istihdam edilebilecektir.

Ankara�da 380.000 dolaylarında engelli yaşadığı tahmin edilmektedir. Bunların bir bölümünün bakımının aileleri tarafından karşılandığı ancak bir kısmının da desteğe ihtiyaç duyduğu bilinmektedir. Engel türlerine göre ihtiyaç planlaması yapılacak ve engelli hemşerilerimize evde destek hizmeti sunmak için 10.000 kişi istihdam edilebilecektir.

Ankara Büyükşehir Belediyesi sınırlarının 50 km. çapında bir alana genişletilmesi ile ağaçlandırmaya uygun geniş alanlar belediyeye dahil edilmiştir. 850.000 hektara ulaşan bu alanda yapılacak fidan yetiştiriciliği, ağaç dikimi ve bakımı çalışmalarında 5.000 kişi istihdam edilebilecektir. 5.000 kişi 10.000 hektar alanda 16 milyon ağaç dikimi ve bakımı yapacaktır.

Böylelikle her yıl kamu hizmeti amaçlı 25.000 iş yaratılacak, Ankara�nın 25.000 genci, kadını, yoksulu iş sahibi olacaktır. Hem iş yaratılacak, hem de Ankara�ya yeşil alanlar kazandırılacaktır.

YENİDEN TEMİZ HAVA

Ankara�da temiz hava solumanın tek garantisi doğalgazdır.


Etrafı yüksek tepelerle çevrili bir çukura yerleşmiş olan Ankara için hava kirliliği her an gündemde olan bir sorundur. Ankara�nın yıllarca yaşadığı hava kirliliği ancak geçen yönetim dönemimizde doğalgazın yaygınlaşmasıyla son bulmuştu. O dönemde kentin havasının kirlilik değerlerini düzenli olarak hemşerilerimize duyuruyorduk. Bizim dönemimizde Ankara, havasının temizlenmesi nedeniyle Birleşmiş Milletler�den ödül almıştı.

Son yıllarda kaçak kömürlerin dağıtılması nedeniyle hava kirliliği yeniden artmaya başladı. Belediyenin saydamlıktan kaçan tavrı nedeniyle hava kirlilik değerleri artık açıklanmıyor ama Ankara�nın havasını soluyan herkes kirliliği hissediyor. 2008 Aralık ayında Ankara�nın göbeğinde hava kirliliği tehlikeli boyutlara ulaştığı Hıfzısıhha tarafından saptanmıştır.

Kömürden kaynaklanan kirlilik sorununa doğalgazda yaşananlar da eklenmeye başladı. Ankara Büyükşehir Belediyesinin halktan doğalgaz parasını toplamasına rağmen BOTAŞ�a ödememesi nedeniyle doğalgaza zam üstüne zam yapıldı. Ankaralılar yeniden kömür sobalarına dönüyorlar.

Belediye doğalgazı yönetemeyince, 2008 başında doğalgazın alelacele özelleştirilmesine gidildi. Ancak özelleştirme işinde de sorunlar yaşandı. Doğalgazı satın alan firma ödeme yapamayacağını bildirdi. Doğalgaz yönetimi ortada kaldı. 2009 yılbaşında yedi gencin ölümüne yol açan acı olayda, doğalgazın iyi yönetilememesinin de etkisi vardır.

Ankara�nın havasının temiz olması doğalgaza bağlıdır. Doğalgazın ticarete konu olması Ankara�nın havasının ticari meta haline getirilmesi demektir. Bunu kabul edemeyiz. Ankara�nın havasını temiz tutmanın bir kamu görevi olduğunu düşünüyoruz. Ankara�da doğalgaz çalışmalarını bir kamu hizmeti anlayışıyla sürdürebilmek için yasal çerçeve içinde çözüm arayacağız.
 
  Bugün 1 ziyaretçi (2 klik) kişi burdaydı! HER HAKKI SAKLIDIR 2009.  
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol